Bırakın 15 Temmuz sonrasını, 17-25 Aralık tarihinden ilerisini çok çok zaman öncesinde FETÖ’cülerin ne kadar ülke için tehlikeli, ne kadar zalim olduklarını söyleyen bir bürokrat dostumun yaşadıkları ile başlamak istiyorum yazıma.
Kanlı ve zalim terör örgütünün sinsi planlarını bundan 3 yıl kadar önce bana aktaran bu bürokrat dostum ekonomiyi nasıl ellerinde tuttuklarını, nasıl çirkin planları olduklarını ve küresel güçlerle nasıl bir keşmekeşin içinde bulunduklarını söyler ve hatta bunları yazılı olarak bana iletirdi.
Bir çok kez bu bilgileri devlet kurumlarına zarar vermeyecek şekilde haber yapmıştık.
Gün geldi darbe olduğunda bürokrat dostumuzun ne kadar haklı olduğunu anlamayanlarda anlamış oldu.
Bürokrat dostumuzu üst makamından bir genel müdür yardımcısı yanına çağırıyor ve sen FETÖ avcısı mısın? Ne oraya buraya yazılar gönderiyorsun diyerek kendisinin artık görev olarak bugüne kadar yöneticisi olduğu çalışanlarının altında görevlendirildiği tebliğ ediliyor.
“EVET BEN FETÖ AVCISIYIM”
Oraya buraya yazılar gönderiyorsun dediği yer sayın cumhurbaşkanımızın makamı olduğunu söyleyen bürokrat dostum, “Bana FETÖ avcısı mısın diyorlar evet sayın cumhurbaşkanımızın talimatı ile ben FETÖ avcısıyım ve sayın cumhurbaşkanımızda FETÖ avcısıdır. Şehitlerimizin akan kanlarının son damlasının hesabı sorulana kadar ava devam edeceğim” diyerek duygularını aktardı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan’ın konuyla yakından ilgilenmesi ismi bizde saklı bu önemli kurumumuzda av ile avcının birbirinden ayırt edileceğine vesile olacaktır.