Dünya genelinde çalışan bir sistem var. Baş aktörleri de küresel güçler ile ulusal güçler. Arasındaki farkı şöyle anlatabiliriz; örneğin yeryüzündeki trafik lambalarının %90’ı sadece siz durduğunuz yerde fazladan yakıt harcayın diye yapılmıştır. Peki devletler neden kendi halklarına bunun yapılmasına izin verir? Çünkü fazla yakıt harcadığınızda devletlerin benzin istasyonlarından aldığı vergiler de artar. Aynı şekilde sağlık sektörü devlerinin elinde bulunan Dünya Sağlık Örgütü de sürekli ilaç ve tıbbi malzeme satması gerekiyor. Bu yüzden yapay hastalıkların üretilmesi ve devam ettirilmesi örgütün en önemli para kazanma stratejisidir.
Ulusal güçlere gelirsek, buna da en basiti kış saatine geçilmemesini gösterebiliriz. Nitekim buradaki güç ise elektrik şirketlerinin baskısıdır. Çünkü siz karanlıkta uyandığınızda işe gidene kadar veya çocuğunuzu okula gönderene kadar mecburen evin ışıklarını açmak durumundasınız. Belediyeler de cadde ve sokak aydınlatmalarını açmak zorunda kalırlar. Dolayısıyla daha fazla elektrik harcaması yapmanız mecburi kılınır. Sonuçta da daha fazla fatura ödersiniz. Devlet de siz ne kadar çok harcama yaparsanız o kadar çok vergi topladığından bu duruma müsaade eder. Aynı şekilde sizin bir umutla oynadığınız şans oyunlarından futbol karşılaşmalarına kadar her şey ama her şey sadece sizin umutlarınızı devam ettirip cebinizden daha fazla para alabilmek için tasarlanmıştır. Mesela ligindeki 4 futbol müsabakasından 3’ünde hiç gol çıkmaması dahi tesadüfen değildir. Bilerek ve isteyerek gol atılmaz. Böylece hem iddia sitelerinin başındaki isim, hem futbol kulüpleri hem de federasyon sizi her hafta yüz milyonlarca lira söğüşlemiş olur. Sonuçları bilen örgütlenme içindekiler ise yurtdışı sitelerinden bahislerini oynayarak hem paralarına para katarlar, hem de örgüt içindekilerin parasını almamış olurlar.
Şimdi akıllı toplumlar petrol fiyatlarının artışına tepki olarak asla sokağa çıkmazlar. Belediye otobüslerini yakmazlar, polis araçlarını ters düz etmezler. Çünkü bunların terör eylemlerine girerek adli işlem başlatılacağını bilirler. Bu yüzden daha ağır ve cezası olmayan etkili bir eylem kullanırlar. Yani kısasa kısas uygularlar ve kontağı kapatıp toplu taşıma araçlarını kullanırlar. Üç gün sonra şirketler hükümetlere baskı yapar, cirolarının düşmesinden dolayı. Küresel güçler ulusal güçlere her zaman boyun eğdirebilirler. Ulusal güçler de yaptırım uygulanmaması için benzin fiyatlarını vergilerini düşürerek bile olsa geri çekerler. Bahçenizde kendi meyve sebzenizi yetiştiremeseniz bile organik tarım ürünleriyle beslenip steril bir hayat yaşadığınızda zaten Dünya Sağlık Örgütü’nün müşterisi olmazsınız. Yine apartmanlar ve siteler çatı tipi güneş sistemlerine topluca geçiş yaptıklarında elektrik şirketlerinin ellerini kollarını bağlamış olursunuz. Bu tarz halk akımlarının daha fazla yayılmaması adına onlar da mecburen fiyat düşürmeye gider. Eğer keyif için bile olsa iddia tutkunuz varsa futbol ligi gibi şike üzerine dönen ligler yerine uzak doğu gibi tespit edildiklerinde ağır cezaların uygulandığı liglere oyunlarınızı oynarsanız, futbolunu katleden bahis örgütlerini de nemalandırmayarak birbirine düşürmüş olacaksınız. Artık her takım kendi başının çaresine bakmaya mecbur kaldığında ülkemizin futbolu da mecbur düzelecek!.
Özetle her şey dönen bu sömürü çarkının tek bir dişlisini aradan çekip çıkartmaktan geçer ki o çark bir daha dönemesin. İşte o dişli de halktır !…
‘Ey akıl sahipleri,kısasa kısasta sizin için hayat vardır !’’
Bu kısas yakıp yıkmak veya şiddet göstermekle değil, aklınızı kullanarak şerleri hayırlara çevireceğinizi de vurgulamak içindir. Söylediklerimi yapmakla hiç kimse en ufak ceza almayacak, fakat emek ve umut hırsızlarının çarkı da artık çalışmayacak.
Güzel günlere…