İklim değişikliği ve olumsuz sonuçları, 2000’li yılların başlarında, pek çokları tarafından “fütürist bir varsayım” gibi görülürken, geldiğimiz noktada, dünyanın pek çok yerinde gündelik yaşam içine kuvvetle nüfus etti. Geçmişte görülmedik iklim olayları ve yıkıcı sonuçları, sokaktaki adamın gündeminde yerini aldı. Artık küresel ısınmanın frenlenebilmesi için birbiri ardına yeni yasal düzenlemeler yapılıyor, uluslararası zirve toplantıları düzenleniyor, anlaşmalar imzalanıyor. Tüm bu süreç, enerji tüketiminden önemli ölçüde sorumlu olan iklimlendirme sektörünü yakından ilgilendiriyor. Türkiye iklimlendirme endüstrisinin yarım asrı ardında bırakan köklü kuruluşlarından ALDAĞ A.Ş. İcra Kurulu Başkanı Rebii Dağoğlu, 2035 yılına dikkat çekerek şunları söylüyor: “AB’nin 2020 yılına kadar yenilenebilir enerji kullanımı, enerji verimliliğinin artışı ve karbondioksit salımlarının azalması ile ilgili %20+20+20 hedefi ile küresel ısınmanın 2100 yılına kadar maksimum +1,5 °C’de tutulabilmesinin olanaksızlığı görüldü. Bu hedef güncellendi ve %40’lara çıktı. Ama bilim adamları konunun ciddiyetine dikkat çekebilmek adına yaptığı araştırmalarla ‘geri dönülemez nokta’yı hesaplamaya çalıştı. Karbondioksit salımlarının büyük ölçüde engellenememesi halinde 2100 yılında küresel ısınmanın maksimum+1,5 °C’de tutulabilmesi hedefine ulaşmanın %67 olasılıkla mümkün olamayacağını tespit eden bilim adamları, radikal önlemlerin alınmaması halinde ‘geri dönülemez nokta’nın 2035 yılı olduğunu söylüyor. Bunun olmaması için yeni yasal düzenlemelerle 2030 yılına kadar enerji verimliliğinin en az %32.5, yenilenebilir enerji kullanımının da %32 artması gerekecek. Bunun için çok yakın bir zaman içinde %40 hedefinin %45’e çıkması için teklif verilecek. Hollanda gibi bazı ülkeler bunu bile yeterli görmeyip %55 gibi devasa bir iyileştirme oranından bahsediyor. İklimlendirme endüstrisi olarak bu zorlu mücadelenin tamamen içinde olmamız gerekiyor. Enerji kullanan ürün üreticileri olarak sadece cihazlarımızda düzenli olarak enerji verimliliğini yükseltmek, enerji tüketimini azaltmak çabamızın yanı sıra, üretim süreçlerimizde de enerji verimliliği çıtasını yükseltmeliyiz. ALDAĞ A.Ş. bu vizyonla yola çıkarak Manisa Akhisar’da örnek teşkil edecek 35.000 m2 açık, 26.000 m2 kapalı alana sahip bir tesis kurdu. Manisa fabrikamız, “Bütünleşik Tasarım” anlayışıyla ve tamamen yeşil bina konseptine uygunluk esasıyla dizayn edildi. Leed Gold sertifikası başvurusu yapacağımız fabrikamızda güneş panelleri vasıtasıyla kendi elektriğimizi üretebileceğiz. Fabrikamızda aynı zamanda atık suları ve yağmur sularını yeniden değerlendirebileceğimiz bir sistem oluşturduk. Binanın inşasında kullanılan malzemelerin geri dönüştürülebilir malzemeden üretilmiş olmasına özen gösterdik. Tüm elektrik ve mekanik aksamının enerji sarfiyatını en az düzeyde tutmasına ve çevreye karşı duyarlı olmasına dikkat ettik. Üretim sahamızın klimatizasyonunda, firmamızın ürün gamında yer alan enerji ve çevre dostu olan evaporatif soğutma sistemlerini ve yine kendi imalatımız olan ısı pompası sistemlerini kullandık. Tesislerimizde kullandığımız ileri seviye yalıtım sistemleriyle ısı kaybımızı minimize ettik. Tüm bu özellikleriyle tesislerimiz “Sürdürülebilir bina” anlayışının adeta canlı bir örneği niteliğini taşıyor. Aynı hassasiyeti ürettiğimiz cihazlar için gösteriyoruz. Teknolojimizi geliştirirken; EcoDesign kriterleri ve ErP yönetmeliklerinin gereklerini göz önüne alıyoruz. Bu duyarlılık içindeki tüm üretici, satıcı firmalar, müşterilerine ‘fiyat’ kavramını cihaz bedeli olmaktan çıkarıp ‘ömür boyu maliyet’ olarak algılamalarına yardımcı olacak bilgilendirmeyi usanmadan yapmalı, cihaz ve sistem seçimi yapanların da, iklim eyleminin mücadelecileri arasına katılmalarına yardımcı olmalıdır.”