Bir kanun olmasına rağmen her yerde bıçak, pala, kelebek ve sallama tabir edilen kesici aletler satılıyor. Hatta bu bıçakları bazen dükkan vitrinlerinde, bazen ise seyyar satıcı tezgahlarında bile görebiliyorsunuz.
Bıçak tüm dünyada şiddet aracı olarak yüzyıllar boyunca kullanılmıştır ve kullanılmaya devam edilmektedir. Son zamanlarda ise ülkeler bıçak ile işlenen suçlara çıkardıkları kanunlarla engel olmaya çalışmaktadırlar.
Ülkemizde de 6136 sayılı kanuna göre bıçak veya diğer aletleri veya benzerlerini satanlar, satmaya aracılık edenler, satın alanlar, taşıyanlar veya bulunduranlar hakkında hapis ve ağır para cezası verilmektedir.
Peki bu kanun suçları engellemeye yeterlimi?
Kanun uygulanırsa, kolluk kuvvetleri ve adli makamlar sorunun çözümü adına yasa dışı bıçak satışlarına engel olurlar ise tabi ki yeterlidir.
Ama ne yazık ki! Kanun sadece kanun olarak bir kenarda durmaktadır.
Geçtiğimiz ay Aksaray Yusufpaşa’da Murat Paşa Camisinin hemen yanındaki Tanburi Cemil Bey sokakta bulunan bir işyerinin sokak dışına taşan tezgahında bıçak, sallama, kelebek ve kesici aletlerin satıldığına şahit olduk.
Tezgâhın başında ise yabancı uyruklu vatandaşların bıçaklarla bayağı ilgilendiklerini de gördük.
Yanımda bulunan arkadaşım, “Görüyorsun değil mi? bugünlerde sık sık Suriyeliler kendi aralarında bıçaklı kavga yaptılar, Suriyeliler 2 Türk gencini bıçakladı gibi haberler duyuyoruz. Demek ki bu bıçakları buradan ve buna benzer yerlerden alan yabancılar içlerindeki şiddeti dışa vurmaktan çekinmiyorlar” diyerek konuştu.
İstanbul’un dört bir yanında buna benzer dükkanlarımız var ama Aksaray ve çevresinde şehrin en merkezi noktasında ve yabancıların yoğun olarak bulunduğu yerlerde bu kesici aletlerin satışı gerçekten anlaşılır gibi değil.
Bu sebeple, 155’i telefonumdan arayarak, açık adres verip, kanun dışı satışın yapılmasının engellemesinin gerekli olduğunu ilettim.
Ve telefondaki memurumuz konuyla ilgilenmesi için bölge asayiş memurlarına durumu ileteceklerini ve gereken çalışmanın yapılacağını belirttiler.
Bu ihbar ile buradan satın alınan bıçakla belki bir yaralanma veya ölümle sonuçlanacak bir hadiseye engel olabileceğimizin düşüncesiyle vatandaşlık görevimizi yerine getirdik.
Bir ay sonra aynı yerden geçerken baktım ki! Tezgâh aynı tezgah ve bıçaklar, sallamalar, kelebekler, muştalar ve sustalılar satılmaya devam ediyor.
Çok üzüldüm, hayal kırıklığına uğradım. Sebebine gelince, şikâyetim değerlendirilmemiş ve bir farkındalık yaratamamışız.
Türkiye’de özellikle pek çok kişi cebinde bıçak taşıyor. Çocuklarında cebinde, belinde, okul çantasında, kitapların arasında bıçak bulunuyor. En ufak bir tartışmada çocuklar birbirlerine bıçak çekiyor ve birbirlerinin canlarına kastediyorlar.
Tabi çocuklarımız bıçak taşır, tabi ki birbirlerine bıçak sallarlar…
Ülkemize sığınan yabancılar ceplerinde bıçak taşır ve tartışma anında karşısındakini bıçaklar.
Yolda, çarşıda, pazarda, pasajda, köprü üstünde, köprü altında, otobüs durağında bıçak satışına dur denilmez ise herkes birbirine bıçak sallar ve analar ağlar.